Kış aylarının gelmesiyle gözlerimiz açısından değişik ve zorlu bir dönem başladı. Özellikle havaların soğumasıyla zamanımızın daha büyük bir bölümünü iç mekanlarda geçirmeye başladık, soğuk geçen kış nedeniyle de evlerimizi ve iş yerlerimizi daha az havalandırır olduk. Ev ve iş yerlerimizin ısıtılması nedeniyle iç mekanlarda var olan nem miktarı belirgin biçimde azaldı. Özellikle denize uzak, karasal iklimin hakim olduğu yerlerde yaşayanlar bu değişimi daha da yakından hissetmeye başladı. Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak kışın ve soğuğun göz sağlığımızı olumsuz etkileyebileceğini belirterek korunma yöntemleri hakkında bilgi veriyor..
Hava değişimlerinin sonucu olarak gözlerde kuruluk hissi başladığını söyleyen Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak, gözlerimizde batma, yanma ve kaşıntı gibi şikayetler oluşabileceğini bazı kişilerde ise ara sıra bulanık görmeler şeklinde mevsim değişikliğinin kendini hissettirdiğini aktarıyor. “Mesleği gereği bilgisayar ve benzeri ekran kullanmak zorunda olanlarımız, ayrıca gözlerini daha az kırptılar” diyen Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bunu farkında olmadan, sadece işlerine daha çok konsantre olurken yaptılar ve gözlerini ortalama 4-5 kez daha az kırptılar. Bu nedenle gözlerinde kuruluk şikayetlerinde artma hissedenler olduğu gibi, ilk kez bu tür şikayetlerle tanışanlarımız da oldu. Buna benzer kuruluk şikayetleri olan kişiler için en doğrusu tabii ki en yakınınızdaki göz hekiminize danışmak olacaktır.”
“Gözlerinizi nemlendirmeyi ihmal etmeyin”
Bu tarz şikayetler ile başvuran ve göz kuruluğu tespit edilen hastalarda ilk seçeneğin suni gözyaşı damlaları olduğunu aktaran Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak “Hastamızın muayene bulguları ve şikayetleri bize hangi ilacı tercih etmemiz gerektiği konusunda yol gösterici oluyor. Bunun dışında mümkün olduğunca ev ve işyerinin havalandırılması ve ortamdaki nem miktarının artırılmasına yönelik tedbirler (nemlendiriciler, kalorifer peteklerinin üzerine bir tas içinde su konması gibi) de hastalarımıza öneriyoruz” diyor. İşi gereği uzun süre ekrana bakmak zorunda olanların sık sık ara vermesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak, “Bu aralarda ekrandan başka bir yere bakarak göz kırpmayı hatırlamalarını öneriyoruz. Bütün bu önerilere rağmen şikayetleri fazla olan hastalarımızda bir farklı tedavilere yöneliyoruz” diye devam ediyor.
Karın yağdığı bölgelerde güneş gözlüğü kullanılmalı
“Kış aylarına özgü başka bir durum da özellikle kar yağışı ve karın yerde çok kaldığı bölgede yaşayanları ilgilendiriyor” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak, sözlerini şöyle noktalıyor:
“Bilindiği gibi kar örtüsü var olan güneş ışınlarını bir ayna gibi yansıtarak gözümüze güneşin zararlı mor ötesi ışınlarının daha çok ulaşmasına neden oluyor. Bu nedenle karın yoğun olduğu bölgelerde, özellikle güneş ışınları da varsa mutlaka koruyucu güneş gözlüğü kullanmalarını öneriyoruz. Böylece güneş ışınlarının hem kısa hem de uzun vadede zararlı etkilerinden kaçınmamız mümkün oluyor.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)