Pandemide Müzisyen de Olmak… « HABERR

SON DAKİKA

Pandemide Müzisyen de Olmak…

Bu haber 03 Haziran 2021 - 19:39 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Ucuz Web Tasarım

“Pandemide müzisyenlerin yaşam mücadelesi,” şeklinde bir başlık atabilirdim bu yazıya fakat ne zihnim ne de vicdanım bu sınırlamaya izin vermedi. “Pandemide küçük ölçekli bir işletmenin sahibi olmak”“Pandemide orta halli olmak”“Pandemide proleter olmak”, şeklinde çoklu alternatife sahip bir başlık daha doğru olacaktı ve ben de bundan sebep dedim ki “Pandemide Müzisyen de Olmak.”

Bilindiği üzere şu dönemde özellikle müzisyenlerin verdiği yaşam mücadelesi aşikâr… Hatta içler de acısı fakat malumunuz bu ülkede garsonlar, bu ülkede inşaat işçileri, kültür/sanat merkezlerinde çalışanlar ve daha detayına girmek istemediğim birçok sektör var fakat ben bu yazımda müzisyenlik kısmına değineceğim.

Geçtiğimiz günlerde Facebook’ta dolaşırken yazarlarımızdan olan çok sevgili Dr. Fulya Çelikel Soğancı tarafından da paylaşılan müzisyen Eyüp İmeci’nin videosu çıktı karşıma. Videonun alt başlığında “Öksüz gibi kaldık kendi yurdumuzda,” yazıyordu ki günümüz itibariyle ne kadar haklı bir cümle olduğunu sizler de takdir edersiniz diye düşünüyorum.

Pandemi döneminde müzik yapılan mekanların kapalı olması sebebiyle, sadece sokak müzisyenliğinden kazandığı parayla hem kendi hem de ailesinin geçimini sağlamak için mücadele eden müzisyenlerden bir tanesi Eyüp İmeci. İmeci’nin videosunda geçen konular ise tüm müzisyenlerin ortak sorunu aslında.

Pandeminin olumsuz etkileri birçok işçi kesiminin olduğu gibi, özellikle ve de ‘tabiri caizse’ cukkasını dolduramamış müzisyenlerin hayatlarının tam ortasına bir bomba gibi düştü. Haliyle sokaklara indi bu müzisyenlerimiz sokak sanatçılığı adı altında ve o zaman da karşılarına çoğunlukla kendilerini sokakların sahibi sanan zabıta memurları dikildi. “Yassakkk kardeşim, yassaaakkk” cümleleri ile engellenmeye çalışıldılar, çalışılıyorlar. Peki, ne yapacaktı bu insanlar?

Evet sevgili okur, “Pandemide Türkiye’de müzisyen olmak,” dedik ve konuyla ilgili fikrini almak için genç bir müzisyen olan Aycan Söyleyen ile kısa bir sohbet ettik. Onları size aktarmadan evvel biraz kendisinden bahsetmek isterim.

Aycan Söyleyen 1995 doğumlu, küçük yaştan itibaren müziğe ilgi duyan ve bir şekilde ailesinin de kendisini desteklemesiyle birlikte müziğin içinde yer alan, şimdilerde ünlü sanatçıların coverlarını yapan, müziğe aşık, çiçeği burnunda bir müzisyen kardeşimiz.

Söyleyen, lise ve üniversite döneminde gerek enstrüman çalarak gerekse koristlik yaparak her daim müzikle iç içe olmuş. Salgından kısa bir zaman öncesine kadar solistliğini yaptığı müzik grubuyla sahnelere çıkıp sevdiği şarkıları yorumlayan Aycan Söyleyen, pandemi döneminde evde kendi çalışmalarını sürdürmeye devam ederken bir yandan da büyük bir keyifle sosyal medya platformlarında sevdiği eserleri yorumluyor. Halen şan eğitimi almaya devam eden Söyleyen, ileride kendi bestelerini de yorumlayacağının haberini veriyor bizlere.

Kendisi ile yaptığımız kısa söyleşiye dönecek olursam, kısa cümlelerle durumu öyle güzel ve yerinde izah ediyor ki bu husustaki fikirlerine hak vermemek imkânsız.

“Müzik bir zorunluluktan ziyade kendimi ait hissettiğim, bundan mutluluk duyduğum ve keyif aldığım bir yapı. Bu yapı son bir buçuk yılda Covid-19 dünyasında negatif yönde büyük bir değişime uğramış durumda. Tamamen duygularla yönetilen bir sektörün diğer mesleklere göre pandemide biraz daha acımasız bir dönüşüme ve direnişe maruz kaldığını düşünüyorum. Tüm dünya Covid-19 pandemisini sindirmeye çalışırken biz müzisyenler de biraz da bu salgının psikolojik ve yıpratıcı tarafıyla boğuştuk. Kimimiz bu ruhsal sıkıntıları başka bir forma dönüştürdü, kimimiz ise sıkıntılarıyla beraber kaybolup gitti ve hiçbir şey yapamadık. Tüm bu olanlara rağmen sanatın/müziğin, fırsat verildiği takdirde bizleri, yani hepimizi bir arada, ayakta tutmaya devam edeceğine inanıyorum ve buna inancım sonsuz,” diyen Aycan Söyleyen’e bu konudaki fikirlerini benimle paylaştığı için teşekkür ediyorum.

Yani sevgili okur konuyu özetleyecek olursak, her ne kadar 1 haziran itibariyle müzik yapılan mekanlar açılmış olsa da, sen yine de “Gözünü Yumma, Sanata ve Sanatçına Sahip Çık!”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok