Akciğerlerin mikrobik iltihaplanması sonucu oluşan Zatürre (Pnömoni) hastalığı özellikle sonbahar ve kış aylarında görülen çok ciddi bir enfeksiyondur. Zatürreden korunmak için bağışıklık sisteminin en iyi düzeyde tutulması gerektiğini belirten Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, hastalıkla ilgili önemli uyarılarda bulundu.
Zatürre tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Akciğer dokusunun iltihaplanması sonucu, bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalar yüzünden oluşan bu rahatsızlık, her yıl ülkemizde 12 bin civarı kişinin yaşamını kaybetmesine neden olur. Bağışıklık sistemi güçlü olursa zatürrenin ayakta basitçe geçirilebileceğini söyleyen Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, “Hastaneye ve yoğun bakıma yatışı gerektiren ve ağır seyreden zatürre vakaları vardır. Kanda oksijen seviyesinde düşüklüğe, karbondioksit seviyesinde yükselmeye ve solunum yetmezliğine yol açan bu tip zatürreler, bağışıklığı azalmış kişilerde çok ciddi durumlara neden olabilir. Bazı hastalarda tedavi süreci iki ayı bile bulabilir. Bu sürede yakın doktor kontrolü şarttır.” uyarısında bulundu.
Yüksek ateş ve nefes darlığı zatürrenin en önemli belirtileri
Tipik zatürre, genellikle 39-40 derecede seyreden yüksek ateşe, üşümeye, titremeye ve nefes darlığına sebep olur. Nabızda yükselme, morarma, göğüs ağrısı, kuru öksürük, sarı-yeşil balgam ve özellikle yaşlılarda zihin bulanıklığı gibi klinik belirtiler görülebilir. Kan testlerinde beyaz küre ve CRP yüksekliği gözlemlenir.
Zatürreden korunmanın yolları nelerdir?
Bağışıklık sisteminin ve akciğerin mikroptan korunma mekanizmalarının en iyi düzeyde çalışması gereklidir. Sigara içmek, bronşların üzerini kaplayan halıya benzer “Silya” yapısının dışa doğru hareketini felç eder ve her gün soluduğumuz milyonlarca mikrobun dışarıya atılmasına engel olur. Aynı şekilde alkol, genel anestezi, hava kirliliği, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği ve kortizon tedavisi gibi durumlar da savunma mekanizmasını bozan etkenlerdir. Zatürreden korunmak için iki çeşit aşı vardır. Biri ömür boyu etkilidir, diğerinin 5 yılda bir tekrar edilmesi gerekir. Batıda 65 yaş üzerine önerilen bu aşılar, ülkemizde yıpranma daha fazla olduğu için 55 yaş üzerine önerilir. Fakat unutulmaması gereken nokta şudur; zatürre aşısının sadece en sık görülen zatürre cinsi Pnömokok’a karşı koruyuculuğu bulunur. Diğer zatürrelere karşı bir etkisi yoktur.
Zatürre hakkında az bilinen gerçekler:
– Enfeksiyona bağlı zatürre, bakteri, virüs, mantar veya tüberküloz mikrobu kaynaklı olabilir. Hepsinin tedavi yaklaşımı farklıdır. Antibiyotikler sadece bakteri kaynaklı zatürreye karşı etkilidir. Mantar ve tüberküloz nedeniyle oluşan zatürrenin ilaçları ve kullanma süreleri farklıdır. O yüzden ilaç kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
– Covid-19, grip (İnfluenza) gibi bir virüstür ve viral zatürreye neden olur. Grip için hastalık şiddetini azaltan ilaçlar bulmak mümkünken Covid-19 için bugüne kadar tek bir ilaç onay almıştır ve henüz ülkemizde bulunmamaktadır.
– Covid-19 virüsü, gripten farklı olarak daha sık akciğerlerde zatürreye neden olur. Bu tür zatürrenin buzlu cama benzeyen tipik bir görüntüsü vardır.
– Genel durumu iyi, ayaktaki bir hastanın tedavisiyle altta yatan başka bir hastalığı bulunan düşkün bir hastanın tedavisi çok farklıdır.
– “Atipik Zatürre” denen bir grup daha vardır. Klimadan geçen “Legionella Zatürresi” (Lejyoner Hastalığı) de bu gruptadır ve doğru antibiyotik tedavisi uygulanmazsa çok hızlı ilerleme gösterir.
– AIDS hastalığında da en önemli ölüm nedeni bağışıklığın düşmesine bağlı gelişen bir tür zatürredir ve onun da tedavisi oldukça farklıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)